Anasayfa Rehber Faiz Nedir? Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır?

Faiz Nedir? Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır?

Rehber

Faiz oranı nedir? Faiz oranı türleri, hesaplama yöntemleri ve daha fazlası rehberimizde...

Faiz Nedir? Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır?

Faiz Oranı Nedir?

Faiz oran ya da interest rate, borç verenin borç alandan talep ettiği miktar olmakla birlikte anaparanın yani borç verilen miktarın bir yüzdesi olarak karşımıza çıkıyor. Bir kredinin faiz oranı, genel olarak yıllık bazda belirtiliyor. Buna yıllık yüzde oran (APR) diyoruz.

Bir bankada ya da kredi birliğinde bir tasarruf hesabından ya da mevduat sertifikasından elde edilen miktara da faiz oranı uygulanabiliyor. Yıllık faiz getirisi (APY), söz konusu mevduat hesaplarından kazanılan faize işaret ediyor.

Faiz, aslında bir varlığın kullanımı için borç alanın ödediği bir ücrettir. Borç alınan varlıklar arasında nakit ve tüketim mallarının yanı sıra mülkler ve araçlar da yer alabiliyor. Bu sebepten dolayı faiz oranını "paranın maliyeti" olarak nitelendirebiliriz. Daha yüksek faiz oranları, aynı miktarda paranın borç alınmasını daha yüksek maliyetli bir hale getiriyor.

Birçok borç verme ya da borç alma işlemi için faiz oranları uygulanıyor. İnsanlar; eğitim ücretlerini ödemek, iş kurmak ya da finanse etmek, projelere yönelik finansman sağlamak ya da ev satın almak amacıyla borç para alıyorlar. Diğer yandan, işletmeler ise sermaye projelerine yönelik fon sağlamakla birlikte makine, bina ve arsa gibi sabit ve uzun vadeli varlıkları satın alarak faaliyetlerini geliştirmek amacıyla kredi çekiyorlar.

Borç alınan para, önceden belirlenmiş bir tarihte dönemsel taksitler halinde ya da tek bir seferde geri ödeniyor. Kredilerde faiz oranının, kredi tutarı olan anaparaya uygulandığını görüyoruz. Faiz oranı, borç alan için borcun maliyeti iken borç veren için ise getiri oranıdır.

Geri ödenecek para, genel olarak borç alınan miktardan daha fazla oluyor. Bu da borç verenin, istikraz süresi boyunca paranın kullanım kaybı için bedel talep etmesinden kaynaklanıyor. Borç veren, o dönemde varlıktan gelir üretecek bir kredi sunmak yerine fonları yatırım için kullanabilirdi. Uygulanan faiz, toplam geri ödeme tutarı ile orijinal kredi arasında bulunan farkı ifade ediyor.

Borç alanın, borç veren tarafından düşük riskli olarak değerlendirilmesi halinde borç alandan genel olarak daha düşük bir faiz oranı alınıyor. Borç alanın yüksek riskli olarak değerlendirilmesi halinde ise alınan faiz oranı daha yüksek olurken bu da daha yüksek maliyetli bir kredi ile sonuçlanıyor. Rehberimizde faiz oranı nedir? sorusuna yanıt ararken faiz oranının nasıl hesaplandığına da mutlaka bakmamız gerekiyor.

Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır?

Faiz Nedir? Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır?

Faiz oranının nasıl hesaplandığı da önemli bir konudur. Bunu basit faiz oranı ve bileşik faiz oranı olmak üzere iki tür faiz oranı üzerinden açıklayacağız.

Basit Faiz Oranı

Bankadan 100,000 TL değerinde bir kredi çektiğinizi ve kredi sözleşmesinde faiz oranının yüzde 2 basit faiz olarak belirtildiğini düşünelim. Bu durumda bankaya orijinal kredi tutarı olan 100,000 TL + (Yüzde 2 × 100,000 TL) = 100,000 TL + 2,000 TL = 102,000 TL ödemeniz gerekiyor. 

Söz konusu örnek, yıllık basit faiz formülüne göre hesaplanmıştır:

Basit Faiz = Anapara × Faiz Oranı × Zaman

Bunun sadece bir yıllık bir kredi sözleşmesi olduğunu varsaydığımız zaman kredi alan kişi olarak yıl sonunda 2,000 TL faiz ödemiş olmanız gerekiyor. Kredinin vadesinin 10 yıllık ipotek olması halinde faiz ödemesi şöyle olacaktır:

Basit faiz = 100,000 TL × Yüzde 2 × 10 = 20,000 TL

Yüzde 2'lik basit faiz oranı, yıllık 2,000 TL'lik bir faiz ödemesine dönüşüyor. Kredi alan kişi olarak 10 yıl sonra 2,000 TL × 10 yıl = 20,000 TL faiz ödemesi yapmış oluyorsunuz. Bu da bankaların nasıl para kazandığını gösteriyor. Faiz oranı nasıl hesaplanır? sorusunun yanıtı için şimdi de bileşik faiz oranı ile yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bileşik Faiz Oranı

Bazı borç verenler tarafından bileşik faiz yöntemi tercih ediliyor. Bu da borç alanın, faiz olarak daha da fazla ödediği manasına geliyor. Bileşik faiz, "faize faiz" olarak da tanımlanıyor. Söz konusu faiz hem anaparaya hem de önceki dönemlerde yapılan birikmiş faize uygulanıyor.

Banka; borç alanın, birinci yılın sonunda o yıl için "anapara + faiz" borcu olduğunu varsayıyor. Banka; ikinci yılın sonunda ise borç alanın, "ana para + birinci yılın faizi + birinci yılın faizinin faizi" kadar borcu olduğunu varsayıyor. Burada ödenmesi gereken faiz, basit faiz yöntemi kullanılarak ödenmesi gereken faizden daha yüksek oluyor.

Faiz, önceki aylarda tahakkuk ettirilen faiz dâhil olmak üzere anapara üzerinden aylık olarak hesaba geçiriliyor. Faiz hesaplaması, daha kısa zaman dilimlerinde her iki yöntem için de benzer oluyor. Bununla beraber borç verme süresi arttıkça iki tür faiz hesaplaması arasında bulunan eşitsizliğin büyüdüğünü fark ediyoruz.

Yukarıda yer alan örneği kullanmamız halinde 10 yılın sonunda yüzde 2 faiz oranı ile 100,000 TL'lik bir kredinin toplam borcu 21,899 TL oluyor.  

Bileşik faizi hesaplamak için aşağıda yer alan formülü kullanabilirsiniz:

Bileşik Faiz = p X [(1 + interest rate)ⁿ − 1]

p = anapara

n = bileşik dönem sayısı

Faiz Oranı Neye Göre Belirlenir?

Faiz Nedir? Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır?

Bankaların uyguladıkları faiz oranı (interest rate), ekonominin durumu gibi çok sayıda faktör tarafından belirleniyor. Bir ülkenin merkez bankası (Türkiye'de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi), her bankanın APR aralığını belirlemek üzere kullandığı faiz oranını ortaya koyuyor. Merkez bankası tarafından faiz oranlarının yüksek bir seviyede belirlenmesi halinde borcun maliyeti yükseliyor. Borcun maliyetinin yüksek olması ise insanları, borç almaktan caydırıyor. Bu, ayrıca tüketici talebini de yavaşlatıyor.

Faiz oranları, enflasyonla beraber yükselme eğiliminde oluyor. Bankalar, enflasyon ile mücadele etmek için daha yüksek zorunlu rezervler belirleyebiliyor. Bu durumda sıkı para arzı ya da daha fazla kredi talebi ortaya çıkabiliyor. İnsanlar, yüksek faizli bir ekonomide tasarruf oranından daha fazla para almalarından dolayı paralarını biriktirmeyi tercih ediyorlar.

Yatırımcılar, daha düşük getirili hisse senedi piyasasına yatırım yapmak yerine tasarruflardan daha yüksek oranda faydalanmayı seçiyorlar. Hisse senedi piyasası, bu nedenle zarar görüyor. İşletmeler, borç yoluyla sermaye fonuna sınırlı bir şekilde erişim sağlayabilirken bu da ekonomik daralmaya neden olabiliyor.

Ekonomiler, genel olarak düşük faiz oranlarının uygulandığı dönemlerde canlanıyor çünkü borç alanlar, ucuz oranlarda kredilere erişim sağlayabiliyorlar. Tasarruf faiz oranları düşük olduğu için bireylerin ve işletmelerin, hisse senetleri gibi daha riskli yatırım araçlarını satın alma ve harcama ihtimalleri daha yüksek oluyor. Ekonomiyi besleyen bu harcama, sermaye piyasalarına yönelik bir enjeksiyon sağlayarak ekonomik genişlemeyi de beraberinde getiriyor.

Hükûmetler, daha düşük faiz oranlarını tercih ediyor. Daha düşük faiz oranları ise piyasa dengesizliğine neden oluyor. Talep, arzı geçerek enflasyona yol açıyor. Enflasyon ortaya çıktığı zaman da faiz oranları yükseliyor.

Faiz Nedir? Faiz Oranı Nasıl Hesaplanır? içeriğimizle alakalı tüm SORULARINIZI aşağıda yer alan yorum alanından bizlere iletebilirsiniz. Alanında uzman analistlerimiz ve editörlerimiz, sizlerin sorularını cevaplayacaktır.
Yorumlar(0)