Finansal Risk Nedir?
RehberFinansal risk nedir? Türleri nelerdir? Finansal risk yönetimi nasıl yapılır? İşte konu ile ilgili tüm detaylar…

Finansal Risk Nedir?
Finansal risk, herhangi bir ticari girişimde ya da yatırımda para kaybetme ihtimali olarak karşımıza çıkıyor. Operasyonel, likidite ve kredi gibi çeşitli türleri bulunuyor. İlgili taraf için potansiyel bir para kaybı olarak nitelendiriliyor. Başka bir deyişle de para kaybına dönüşebilecek bir tehlike olarak görülüyor. Söz konusu terim, kısacası para kaybetme ihtimali ile ilgilidir.

Finansal risk durumunda bir şirketin nakit akışının yükümlülüklerini yerine getirmede yetersiz kalma ihtimali bulunuyor. Bazı yaygın türleri arasında kredi, operasyonel, yabancı yatırım, yasal, hisse senedi ve likidite yer alıyor. Finansal risk nedir? sorusunun yanıtı özetle bu şekildedir.
Risk, beklenmedik ya da olumsuz bir sonuca sahip olma şansı olarak açıklanabilir. Herhangi bir türde kayba neden olan herhangi bir eylem ya da faaliyet de bu şekilde adlandırılabilir. Bir firmanın karşı karşıya gelebileceği ve üstesinden gelmesi gereken farklı risk türleri bulunuyor. Bunlar; “işletme”, “işletme dışı” ve “finansal” olmak üzere üçe ayrılıyor.
İşletme riski: Hissedar değerinin ve kârlarının üst düzeye çıkarılması amacıyla ticari işletmelerin kendileri tarafından alınır. Şirketler, daha yüksek satışlar elde etmek amacıyla yeni bir ürün piyasaya sürmek için pazarlamada yüksek maliyetli riskler üstlenirler.
İşletme dışı risk: Firmaların kontrolünde olmayan türdür. Ekonomik ve politik dengesizliklerden kaynaklanır.
Finansal risk: Adından da anlaşılacağı üzere finansal kayıp içeren türdür. Finansal piyasada genel olarak hisse senedi fiyatları, para birimleri ve faiz oranlarındaki hareketlerin yol açtığı istikrarsızlık ve kayıplar nedeniyle ortaya çıkar.
Finansal Risk Türleri
Finansal risk türleri “yatırım riski”, “operasyonel risk”, “uyumluluk riski” ve “sistematik risk” olarak dört farklı kategoride inceleniyor.
Yatırım Riski: Yatırımlar ve alım-satım işlemleri ile ilgilidir. Kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır: Piyasa riski, kredi riski ve likidite riski.
- Piyasa Riski: Finansal araç fiyatlarındaki hareketten kaynaklanır. “Yönlü piyasa riski” ve “yönsüz piyasa riski” olarak sınıflandırılabilir. Yönlü piyasa riski hisse bedeli ve faiz oranlarındaki hareketten kaynaklanır. Yönsüz piyasa riski ise volatilite riski olarak karşımıza çıkabilir.
- Kredi Riski: Bir kişi karşı taraflara yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediğinde ortaya çıkar. “Ulusal” ve “anlaşma” olarak ikiye ayrılabilir. Ulusal risk, genel olarak zor döviz politikaları nedeniyle kendisini gösterir. Anlaşma riski ise taraflardan birinin ödemeyi yapması ve diğer tarafın ise yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde ortaya çıkar.
- Likidite Riski: İşlemlerin gerçekleştirilememesinden kaynaklanır. “Varlık” ve “fonlama” olarak sınıflandırılabilir. Varlık likiditesi riski, satış emirlerine ve satın alma emirlerine karşı sırasıyla yetersiz alıcı ya yetersiz satıcı olması durumunda ortaya çıkar.
Operasyonel Risk: Yanlış yönetim ve teknik hatalar gibi operasyonel hatalardan kaynaklanır. “Dolandırıcılık” ve “model” olarak sınıflandırılabilir. Dolandırıcılık riski kontrol eksikliğinden, model riski ise hatalı model uygulamasından kaynaklanır.
Uyumluluk Riski: Herhangi bir kurumun yasalara ya da yasal düzenlemelere uygun davranmaması halinde ortaya çıkan türe uyumluluk riski denir. Söz konusu yasalara ya da yasal düzenlemelere aykırı davranan firmalara yönelik önemli yaptırımlar uygulanabilir. Bazı kuruluşlar, uyumluluk riskinden dolayı KYC (Know Your Customer) gibi uygulamaları zorunlu hale getirmiştir. Yolsuzluk, uyumluluk riski örneğidir.
Sistematik Risk: Bir olayın herhangi bir sektör ya da piyasayı olumsuz etkileme ihtimali ile ilgili olarak ortaya çıkar. Aynı sektördeki firmalar arasında bulunan yüksek korelasyon nedeniyle kendisini gösterir. Yatırımcılar, önemli bir sistem değişikliği halinde birbirinden farklı tepkiler verebilecek varlık sınıflarına portföylerinde yer ayırmalıdır. Bunlar; değişmez gelir, gayrimenkul ve nakit olabilir.
Finansal Risk Oranı Nasıl Hesaplanır?
Yatırımcılar, genel olarak daha fazla getiri elde etmek amacıyla analiz yapmayı tercih ediyorlar. Bir işletmedeki finansal riski ölçmenin yaygın yolları bulunuyor. Tek bir ölçümün her işletmeye uygun olmadığını belirtmekte fayda var. Bu nedenle ölçüm yapılmadan önce her bir işletme ya da sektörün bağlam içine alınması önem arz ediyor.
Borç-gelir oranı: Bir şirkete yatırım yapmadan önce varlıklar yerine ticari işletmenin gelirine bakılabilir. Borç-gelir oranı, net borcun şirketin gelirine bölünmesiyle bulunur.
Borç-varlık oranı: Finansal riskin bir şirketin borcuyla ilişkilendirilmesi halinde ölçüm yapmak için en kolay yöntem borç-varlık oranını hesaplamaktır. Bir şirketin borçlu olduğundan daha fazla değere sahip varlıkları elinde tutması halinde risk daha azdır. Bu da yatırımcılar için cazip bir fırsattır.
Borç-özsermaye oranı: Yüksek finansal risk hallerinde kullanılan ölçümdür. Borçla fonlanan varlıklar dikkate alınır. Borcun hissedarlar özsermayesine bölünmesiyle hesaplanır. Şirketin borçları yerine kaynaklarıyla çalıştığını göstermek için daha düşük bir oran seçilir.
Nakit akışı-borç oranı: Düşük riskli bir işletme söz konusu olduğunda ölçüm için nakit akışı-borç oranı kullanılır. Bu oran, faaliyetlerden nakit akışının toplam ödenmemiş borca bölünmesiyle hesaplanır.
Özsermaye çarpanı: Finansal kaldıraç çarpanı olarak da bilinir. Bir şirketin hissedarları tarafından finanse edilen varlıklarının sayısı özsermaye çarpanı ile ölçülür. Şirketin toplam varlıkları hissedarlar özsermayesine bölünür. Özsermaye çarpanı, varlıkların toplanması ve işleyişinin sürdürülmesi için kullanılan borçlardan sağlanan finansman düzeyine de işaret eder.
Finansal Risk Yönetimi
Finansal risk yönetimi, işletmenizin şu anda ya da ilerleyen süreçte karşılaşabileceği riskleri anlama ve yönetme süreci olarak açıklanabilir. Burada hangi riskleri almaya istekli olduğunuzu, hangilerinden kaçınmayı tercih ettiğinizi ve risk iştahınıza bağlı olarak nasıl bir strateji belirleyeceğinizi anlamanız önemlidir.
Finans alanında risk yönetimi stratejisinin anahtarı “eylem planı”dır. Bunlar; işletmenizin hazırlıklı olduğundan daha fazla risk almasını önlemek için kullanacağı uygulamalar, politikalar ve prosedürlerdir. Yani söz konusu plan; personelin neyi yapıp neyi yapmayacağı, hangi kararların üst makamlarla bildirilmesi gerektiği ve ortaya çıkabilecek herhangi bir risk için genel sorumluluğun kimde olduğu gibi konulara netlik kazandırır.
Kuruluşlar finansal risk yönetimini farklı yöntemlerle gerçekleştiriyor. Bu süreç; işletmenin ne yaptığına, hangi piyasada faaliyet gösterdiğine ve kabul etmeye hazır olduğu risk seviyesine bağlıdır. Bu bakımdan riski tespit etmek, değerlendirmek ve şirketin bunları nasıl yöneteceğine yönelik karar almak işletme sahibine ve şirket yöneticilerine kalmıştır. Bu süreçte yer alan bazı aşamalar şu şekildedir:
Risk faktörlerinin tespit edilmesi
Risk yönetimi, finansal riskleri ve bunların sebeplerini tespit ederek başlar. Şirketin bilançosu başlamak için iyi bir yer olabilir. Bu, şirketin karşı karşıya olduğu borç, likidite, döviz kuru riski, faiz oranı riski ve emtia fiyatı kırılganlığı konularında anlık durum görüntüsü sağlar. Gelir ve nakit akışlarının süreç içerisinde nasıl dalgalandığını ve bunun şirketin risk profili üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu görmek için nakit akışı tablosunu ve gelir tablosunu da incelemeniz gerekiyor. Burada sorulacak sorular şöyle:
- İşletmenin ana gelir kaynakları nelerdir?
- Şirket hangi müşterilere kredi veriyor?
- Söz konusu müşteriler için kredi şartları nelerdir?
- Şirket ne tür bir borca sahip? Uzun vadeli mi yoksa kısa vadeli mi?
- Faiz oranları yükselseydi ne olurdu?
Risk faktörlerinin ölçülmesi
İkinci adım, belirlediğiniz risklerin ölçülmesi ya da sayısal bir değer koyulmasıdır. Risk belirsizdir. Bu nedenle koyulan sayısal değer de hiçbir şekilde kesin olmayacaktır. Analistler, herhangi bir şirketin çeşitli risk faktörlerine yönelik maruziyetini ölçmek amacıyla regresyon yöntemi ve standart sapma gibi istatistiksel modelleri kullanıyorlar. Söz konusu araçlar, veri göstergelerinizin ortalamadan ne kadar farklı olduğunu ölçer.
Küçük işletmeler için Excel gibi bilgisayar yazılımları, bazı kolay analizleri doğru ve verimli bir şekilde yapmanıza katkıda bulunabilir. Standart sapma ne kadar büyük olursa niceliğini belirttiğiniz nakit akışı ya da veri noktası ile ilgili risk de o kadar büyük olur.
Riskten korunma kararının verilmesi
Kaynakları analiz ettikten sonra ulaştığınız bilgiler doğrultusunda nasıl davranacağınıza yönelik bir karar almalısınız. Riske maruz kalma ile yaşayabilir misiniz? Onu bir şekilde hafifletmeye mi yoksa ondan korunmaya mı ihtiyacınız var? Bu karar; şirketin hedefleri, risk iştahı ve iş ortamı gibi çok sayıda faktöre dayanıyor. Bunun için aşağıdaki adımları göz önünde bulundurabilirsiniz:
- Nakit akışı volatilitesini azaltın.
- Finansman maliyetlerinizde daha fazla netliğe sahip olmak için kredilerdeki faiz oranlarını sabitleyin.
- İşletme maliyetlerini yönetin.
- Ödeme koşullarınızı yönetin.
- Sıkı faturalandırma ve kredi kontrol prosedürlerini hayata geçirin.
- Kredi koşullarınızı sık sık kötüye kullanan müşterilerle vedalaşın.
- Emtia fiyatlarınıza maruz kalma durumunuzu yani ham madde fiyatlarında yaşanan değişikliklerle duyarlılığınızı anlayın. Mesela nakliye sektöründeyseniz petrol fiyatlarında yaşanan artış maliyetleri artırabilir ve kârları ise azaltabilir.
- Dolandırıcılık ihtimalini azaltmak için doğru kişilere doğru denetim derecesine sahip doğru işlerin verilmesini sağlayın.
- Projeler üzerinde durum tespiti yapın. Bir ortaklık veya ortak teşebbüs ile ilgili belirsizlikleri hesaba katın.






